Family matters

Sabah Washington saatiyle 8 bucuk. Turkiye'yi annem ve babami ariyorum. Babam telefonda sesimi duydugu icin mutlu, 'hava cok sicak, senin sesin iyi geldi' diyor. Abimin yeni evine tasinmasina yardim edeceklerini soyluyor, benden de yardim istiyor hafif sitemle, sonra da 'biz sana yardim edemedik ama...' sucluluk notunu dusuyor.
Telefonu anneme veriyor babam. Ben avukatla konustugumuzu ve Mart'tan once gelemeyecegimizi soyluyorum anneme, telefonda surati asiliyor. Abimin nisaninin Ekim'de yapilicagini, ondan sonra da bir an once dugun yapilmasi gerektigini soyluyor bana. Ben de gelmemiz mumkun degil diyorum. Havadan suda birseylerden bahsediyoruz, bana mumuyu soruyor, birseyler soyluyorum ve kapatiyorum. Avukata bayildigimiz 3.5K sonrasi banka hesabimizin tamamen sifirlandigindan bahsetmiyorum (yani gelmek istesek bile gelicek paramizin olmadigindan). Artik burdan birseylere yetismeye calismaktan COK yoruldugumdan bahsetmiyorum. Disarda birakilmis, incinmis hissetsem de (elimde degil) herkesi cok sevdigim ve ozledigimden bahsetmiyorum. Abimin hayatini birlikte gecirmeyi sectigi insani tanima sansim henuz olmadigi icin ne kadar uzuldugumden bahsetmiyorum. Her gun annem, babam ve abimin saglikli olduklarina sukrettigimden bahsetmiyorum. Bahsedilmeyen diger seyler gibi, havada asili duruyor butun bu duygular, dusunceler. Ben bilgisayarima geri donup insanlara gulumseyip isimi yapmaya devam ediyorum.
Allahtan Rita'yla bulusucam bu aksam, talk about cheap therapy :). O da benim ona kahve fali bakmami bekliyor.
I wish I could meditate all day.
...

Comments

Popular Posts