Another day at the office
Ofisteyim. 12inci kattaki takimimla paylastigim odamizda kimseler yok. Girer girmez beni bembeyaz pencereler karsiliyor. Sis icindeyiz. Arabalara bakiyorum, uyum icinde devam ediyorlar hayata. Sisten goremedigim manzarayi hayal ediyorum. Duslerimi, islerimi dusunuyorum. Sanki evren beni bu binanin disindaki beyaz bulutlar gibi kucakliyor. Bulutlar gibi yumusak, sade, ferah. Gune basliyorum. Bitki cayim ve evden kesip getirdigim kavunlar kahvaltim olacak. Sonrasi icin kiwilerim var ve oglen icin mercimekli corbam ve bir dilim ekmegim. Sade bir hayat istiyorum. Ama bos degil. Duslerim var, icimdeki serinlikten etrafima ikram ettigim ve bunu yaparken bitmedigim, aksine cogaldigimi hayal ettigim duslerim. Dun cigneyip kabina geri koydugum sakizim da var onumde. Recyling all the way :) Ve teneke su sisem. Icimde bir yerlerde bu noktayi ozleyecegimi de biliyorum. Ama artik baska sulara yelken acma zamanim geldi. Eninde sonunda birseyler olacagini bilsem de, herseyin su an oldugu gibi olacagini tahmin etmezdim hic. Icim kah durgun kah dalgali, her zamanki gibi. Ama bir yerlerden bir dinginlik, bir ruzgar serinligi de geliyor. Cok guzel gunler beni (bizi) bekliyor! :)
Comments