Bazen
Bazen uykuyla uyaniklik arasi caddeden sesler duyuyorum, ne dedikleri anlasilmiyor ama Ingilizce oldugunu biliyorum. Iste bazen uykuyla uyaniklik arasi 'Turkce olsaydi keske o sesler' diyorum. Daha tanidik, daha bildigim birsey olsalar. Ne dediklerini anlamasam da tonlamalarindaki anlami tanisam. Anlamsiz gurultulerin ic kaynagini bilsem.
Yasamak cok garip birsey, anlamak hayati. Bazen kucuk araliklardan isik sizar ya? Bilir gibi olur insan? Iste oyle olan gunlerin arkasindan beni ruyalar silsilesi salliyor hep. Sanki azicik duzelince icimdeki firtina yeni yeni dalgalar ortaya cikiyor. O dalgalarin arasinda nefes alamiyorum bazen, anlatabiliyor muyum?
Iste butun bunlari, icimde bildiklerimi disari yansitmak gerektiginde ya bana bakmaniz lazim, yuzume gozumun icine ve sozsuz bilmeniz, ya da Turkce bir iki birsey soylemem gerek. Oyle iste, 10 senedir burdayim Amerika'da ama hala oyle.
Turkce haber dinlemeliyim diyerek uyandim. Ya da Turkce herhangi birseyler. Birisi yeni bir Sezen sarkisi postalamis, 'sayim' onu acti elim. Sevmeyebilirsiniz Sezen'i ama sozlerinden dokulen birsey var iste, guzel birsey, bildik tanidik bir nektar gibi, ask gibi.
Son 4-5 aydir cok yazmiyorum buraya, birkac yemek tarifi postalamak disinda. Burada bir yaratici yazi grubuna katildim, Ingilizce yazayim dedim akmadi, Turkce yazdigimi cevireyim dedim donmedi dilim. Bir tarif ararken eski yazdiklarimi okudum. Durustlugunu ozlemisim Turkce yazmamin. Bitmeden icimdeki donguler paylasmayi ozlemisim.
Iste bunlar dondu icimde, bir de dunden kalan hazimsizlik (kuru fasulye, damn you!).
Haftasonu iki gunluk bir egitime katildim. Guzel bir bakis ogrendim, guzel bir anlayis. Bedene nazikce davranmak, bedene hafif bir yardimla kendi dengesini bulma izni vermek. Bedeni dengeye zorlamak degil davet etmek. Tevfikle bir sozumuz var, ya agaclarda gordugumuz sincaplardan biri dahi olsaydi, neler yapardi hayatta? Egitim tam bir dahi sincap eli degmis tadindaydi. Cok basit ve gozumuzun onundeki gercekler, zaman ayirip gormek isteyince kendini hayatimiza davet ediyor. Nedir diye merak ederseniz Lee Albert'la ilgili bilgileri suradan okuyabilirsiniz. Ya da beni gordugunuzde, 'Bana Positional Therapy nedir gosterir misin?' diyebilirsiniz. Lee Albert'in yeni kitabi seneye yaza cikicak. Pazarlamasini bizzat uzerime almayi dusunuyorum :)
Kahvalti, peynir ekmek ve cay istiyorum.
Adios!
Damla
Yasamak cok garip birsey, anlamak hayati. Bazen kucuk araliklardan isik sizar ya? Bilir gibi olur insan? Iste oyle olan gunlerin arkasindan beni ruyalar silsilesi salliyor hep. Sanki azicik duzelince icimdeki firtina yeni yeni dalgalar ortaya cikiyor. O dalgalarin arasinda nefes alamiyorum bazen, anlatabiliyor muyum?
Iste butun bunlari, icimde bildiklerimi disari yansitmak gerektiginde ya bana bakmaniz lazim, yuzume gozumun icine ve sozsuz bilmeniz, ya da Turkce bir iki birsey soylemem gerek. Oyle iste, 10 senedir burdayim Amerika'da ama hala oyle.
Turkce haber dinlemeliyim diyerek uyandim. Ya da Turkce herhangi birseyler. Birisi yeni bir Sezen sarkisi postalamis, 'sayim' onu acti elim. Sevmeyebilirsiniz Sezen'i ama sozlerinden dokulen birsey var iste, guzel birsey, bildik tanidik bir nektar gibi, ask gibi.
Son 4-5 aydir cok yazmiyorum buraya, birkac yemek tarifi postalamak disinda. Burada bir yaratici yazi grubuna katildim, Ingilizce yazayim dedim akmadi, Turkce yazdigimi cevireyim dedim donmedi dilim. Bir tarif ararken eski yazdiklarimi okudum. Durustlugunu ozlemisim Turkce yazmamin. Bitmeden icimdeki donguler paylasmayi ozlemisim.
Iste bunlar dondu icimde, bir de dunden kalan hazimsizlik (kuru fasulye, damn you!).
Haftasonu iki gunluk bir egitime katildim. Guzel bir bakis ogrendim, guzel bir anlayis. Bedene nazikce davranmak, bedene hafif bir yardimla kendi dengesini bulma izni vermek. Bedeni dengeye zorlamak degil davet etmek. Tevfikle bir sozumuz var, ya agaclarda gordugumuz sincaplardan biri dahi olsaydi, neler yapardi hayatta? Egitim tam bir dahi sincap eli degmis tadindaydi. Cok basit ve gozumuzun onundeki gercekler, zaman ayirip gormek isteyince kendini hayatimiza davet ediyor. Nedir diye merak ederseniz Lee Albert'la ilgili bilgileri suradan okuyabilirsiniz. Ya da beni gordugunuzde, 'Bana Positional Therapy nedir gosterir misin?' diyebilirsiniz. Lee Albert'in yeni kitabi seneye yaza cikicak. Pazarlamasini bizzat uzerime almayi dusunuyorum :)
Kahvalti, peynir ekmek ve cay istiyorum.
Adios!
Damla
Comments